Dünyada Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu (AIDS) yüzünden yaklaşık 40
milyon kişi hayatını kaybetti. 35 milyon kişi de İnsan Bağışıklık Yetmezlik
Virüsü (HIV) ile yaşıyor. Dünyanın her tarafından bilim adamları bu virüse
karşı savaşıyor. Hastalığın bulaşmasını engelleyen bir aşı üretmeye çok
yakınlar. Bu programda AIDS ile savaşın ön saflarına gideceğiz.
HIV aşısı için araştırma biraz farklı bir mekanda başlıyor.
Barcelona AIDS karşıtı aktivistler için toplumla iletişime geçme
açısından uygun bir yer.
Ferran Pujol, BCN Direktörü: “1986 yılında HIV virüsü
taşıdığım ortaya çıktı. O zaman bir tedavisi yoktu. Tam bir şoktu benim için.
Fakat böylece ben de aktif olarak sorunun çözümü için araştırmanın bir parçası
oldum. Araştırmacılar hastanelerde örnek bulmakta zorlanmıyorlar. Ancak hasta
olmayan kişilere ulaşmak ve onlar üzerinde araştırma yapmak için sadece sokağa
çıkıp bunu yapamazlar. Bunun gibi merkezler sayesinde çalışmalarımızı daha
kolay yürütüyoruz. Binlerce kişi buralara gelerek bize harika araştırma
malzemesi sağlıyor.”
Bu kentte virüsün bulaşma oranı diğer bölgelere göre hayli fazla.
İnsanların hızlı bir şekilde HIV testi yapmaları için kampanyalar
yürütülüyor. Bu merkez de onlardan biri. Yüzlerce kişi kan örneklerini
araştırmacılarla paylaşıyor. Bu bilim adamları için bulunmaz bir kaynak.
Christian Brander öncülüğündeki bir grup bilim adamı bağışıklık
sistemleri virüse farklı tepki veren insanlar üzerinde çalışmalarını yürütüyor:
“Eğer HIV virüsünün bulaşmasına karşı korunabilen kişileri
tanımlayabilirsek sonrasında bu veriyi, herkesin korunması için yeni bir aşı
üretilmesinde kullanabiliriz. Bağışıklık sistemleri virüse karşı özel tepki
veren bazı örnekler üzerinde çalışıyoruz. Bu konu daha fazla çalışmayı
gerektiriyor. Fakat bu kesinlikle yeni bir aşıya ulaşılması konusunda yardımcı
olacaktır. Laboratuvarda kandaki özel savunma hücreleri örneklerini alıyoruz ve
onları virüsün bölümleri ve parçalarıyla uyarıyoruz. Sonra da buna hangi
hücrenin tepki verip vermediğini görüyoruz. Bu çok önemli. Çünkü biz BCN merkezinden
gelen sağlıklı insanların HIV’e maruz kaldıklarında daha fazla koruyucu
hücreye sahip olup olamayacakları konusunu anlamak istiyoruz. Böylece hastalığı
virüsün bulaşmadığı insanlarla bunu karşılaştırma olanağına sahip oluyoruz.
Sonrasında bu ikisi arasındaki farkın ne olduğunu kendimize soruyoruz?. Şu anda
önleyici bir aşı üzerinde çalışıyoruz. Test ettiğimizse bağışıklık sisteminin
tepkisi. Aşı yapmadan bunu verdiğimiz insanların vücudu buna nasıl tepki
veriyor onu görmek istiyoruz.”
Aşılar mevcut
enfeksiyona karşı savaşta kullanılabilir, fakat bu araştırmadaki ilk amaç
virüsün insana bulaşmasını engellemek için bağışıklık sisteminin güçlendirmek.
Laboratuvarda üretilen
aşıları insanlar üzerinde denemeden önce bilim adamları bunun güvenli olduğunu
ve insanın bağışıklık sistemine olumlu etkide bulunduğunu test etmeleri
gerekiyor.
Àlex Olvera,
IrsiCaixa, Araştırmacı:
“Çalışma protokolümüze göre önce farelerin bağışıklık sistemlerinde bunu ölçüyoruz. Onların dalağından beyaz kanı alarak standart immünolojik parametreleri ölçüyoruz.”
“Çalışma protokolümüze göre önce farelerin bağışıklık sistemlerinde bunu ölçüyoruz. Onların dalağından beyaz kanı alarak standart immünolojik parametreleri ölçüyoruz.”
Araştırmacılar
dünyanın birçok noktasından meslektaşlarıyla iletişime geçerek ortak çalışmalar
yürütüyor.
Denis Loctier, euronews:
“Etkili aşı üretmek Avrupa araştırma projesinin amaçlarından sadece bir tanesi. Şimdi Paris’teyiz. Buradaki araştırmacılar iğne kullanmadan HIV virüsüne karşı üretilen aşının insan derisine nasıl uygulanacağını inceliyor.”
“Etkili aşı üretmek Avrupa araştırma projesinin amaçlarından sadece bir tanesi. Şimdi Paris’teyiz. Buradaki araştırmacılar iğne kullanmadan HIV virüsüne karşı üretilen aşının insan derisine nasıl uygulanacağını inceliyor.”
Ameliyatlardan
geriye kalan deriler Pierre ve Marie Curie Üniversitesi’nde araştırmacıların
iğne kullanmadan ağrısız aşı yöntemini geliştirmeleri için kullanılıyor.
Peki iğnesiz
aşı nasıl yapılıyor? Önce derideki tüyler yapışkan bantla temizleniyor, böylece
aşının derinin altına nüfuz etmesi sağlanıyor.
Derinin
dışından uygulanan aşının etkinliğinin arttırılması amaçlanıyor. Bilim adamları
da deri örneklerinin mikroskopla inceleyerek yöntemlerinin başarılı olup
olmadığını görüyor.
Jessica Gonnet, CIMI-Paris, Araştırmacı:
“Bir mikroskop sayesinde insan derisine nüfuz eden aşı moleküllerinin yerini ve miktarını görebiliyoruz.
“Bir mikroskop sayesinde insan derisine nüfuz eden aşı moleküllerinin yerini ve miktarını görebiliyoruz.
Bu analiz
aşının nanoskopik parçacıklarının hedeflenen hücrelere başarıyla ulaştığını
gösteriyor.
Denis Loctier,
euronews:
“İğnesiz aşının avantajları var. Fakat bu klinik ortamında etkili olacak mı? Londra’da devam eden klinik çalışmalarında bu sorunun cevaplanması gerekiyor.”
“İğnesiz aşının avantajları var. Fakat bu klinik ortamında etkili olacak mı? Londra’da devam eden klinik çalışmalarında bu sorunun cevaplanması gerekiyor.”
Nick altı ay boyunca iğnesiz aşı programını kabul eden 30 gönüllüden biri:
“Kanımda HIV virüsü bulunmuyor. Onun için bu çalışmaya katılabilirim.
Fakat ‘HIV pozitif’ olan arkadaşlarım var. Bu çalışmalara uzun zamandır
destek veriyorum. Böylece daha fazlasını yapabiliyorum. Bu gerçekten hiç
acımadı. Sadece kolunuzu 20 dakika yukarıda tutmanız gerekiyor. Aşının
kurumasını bekliyorsunuz. Bu gerçekten çok kolay bir yöntem. Ben de oldukça
rahattım, çünkü iğnelerden biraz çekiniyorum.”
Goli Haidari,
CUT’HIVAC, Araştırmacı:
“Buraya kabul ettiğimiz kişiler genelde sağlıklı. Yaşları 18-45 arasında değişiyor Hiçbir önemli sağlık sorunu olmayan kişiler. Onların bağışıklık sistemlerine etki edecek herhangi bir ilaç kullanmayanları programa alıyoruz. Bu yöntemin en harika olan yanı iğnesiz aşı olması. Çok cezbedici bir yol. Normalde yapılan bir aşı kasın derinine kadar nüfuz eder ve oldukça acı verir, bu da birkaç gün devam edebilir. Bu oldukça yeni. Geliştirilen harika bir yöntem. Şimdiye kadar bütün katılımcılar bu yöntemin uygulanmasından oldukça memnun. Bu biraz uzun zaman alıyor. Çünkü deriyi hazırlamamız gerekiyor. Sonra da aşının kurumasını bekliyoruz. Katılımcılar bu bölgeyi 24 saat yıkayamıyor. Bunu katılımcılara uygulamaya çalıştığımızda karşılaştığımız potansiyel dezavantajları bunlar.”
“Buraya kabul ettiğimiz kişiler genelde sağlıklı. Yaşları 18-45 arasında değişiyor Hiçbir önemli sağlık sorunu olmayan kişiler. Onların bağışıklık sistemlerine etki edecek herhangi bir ilaç kullanmayanları programa alıyoruz. Bu yöntemin en harika olan yanı iğnesiz aşı olması. Çok cezbedici bir yol. Normalde yapılan bir aşı kasın derinine kadar nüfuz eder ve oldukça acı verir, bu da birkaç gün devam edebilir. Bu oldukça yeni. Geliştirilen harika bir yöntem. Şimdiye kadar bütün katılımcılar bu yöntemin uygulanmasından oldukça memnun. Bu biraz uzun zaman alıyor. Çünkü deriyi hazırlamamız gerekiyor. Sonra da aşının kurumasını bekliyoruz. Katılımcılar bu bölgeyi 24 saat yıkayamıyor. Bunu katılımcılara uygulamaya çalıştığımızda karşılaştığımız potansiyel dezavantajları bunlar.”
Araştırmacılar
bir çalışma prosedürünü takip ederek aşı öncesi
onların sağlık değerlerini ölçüyor, derilerinin durumlarını inceliyor.
Robin Shattock,
Imperial College, Profesör:
“Kan testinde gördüğünüz gibi kırmızı kan tüpün en altına indi. Beyaz kan hücreleri arasında ince bir çizgi var. Bu beyaz kan hücrelerinin aşıya tepki vermesini umuyoruz. Kesinlikle şu anda ilk örnek aşamasındayız. Şu anda gördüğünüz şey, eğer bu başarılı olursa sonra onu arıtacağız. Bu belki küçük bir aşı örneği olabilir ve herhangi bir uzman yardımına gerek olmadan deriye uygulanabilir.”
“Kan testinde gördüğünüz gibi kırmızı kan tüpün en altına indi. Beyaz kan hücreleri arasında ince bir çizgi var. Bu beyaz kan hücrelerinin aşıya tepki vermesini umuyoruz. Kesinlikle şu anda ilk örnek aşamasındayız. Şu anda gördüğünüz şey, eğer bu başarılı olursa sonra onu arıtacağız. Bu belki küçük bir aşı örneği olabilir ve herhangi bir uzman yardımına gerek olmadan deriye uygulanabilir.”
Yeni aşı ve yeni iğnesiz aşı AIDS’e karşı korunmada uyumlu bir savunma
sistemini oluşturabilir. Hedef, geliştirilen bu yöntemler sayesinde Avrupa’dan
Afrika’ya dünyanın her yanında ölümlere neden olan bu virüse karşı savaşta bir
adım daha ilerlemek.
European Commission
2014 / euronews 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder