20 Haziran 2014 Cuma

SUYUNUN MAHVEDİCİ ETKİLERİ OLAN NEHİRLER VE GÖLLER


Suyun yaşam kaynağı olduğu sayılıyor.
Oysa ki istisnalar da var dünyada. Bunu doğrulayan etkenler çok. Örneğin 4 göl suyunun mahvedici bir etkisi var.
Yaz tatilleri sırasında sıcak hava şartlarında dinlenip te bir güney ülkesinin büyüleyici manzaralarını görmek istiyenlerin İspanyaya gitmeleri değer. Bu ülkede, kaynağını Andalusia’nın Syerra Morena dağlarının zirvesinde alan Rio-Tinto gölü var. Yerlileri, suyunun kırmızımsı rengi olduğu için nehrin ölü olduğunu derler. Sebebi nedir? Ta eski çağlardan bu yana nehrin kenarlarında madencilik yapılıyor. Daha Milattan önceki 3000 yıllarında İberyalılar burada bakır,altın,gümüş üretiyordu. Sonuçta nehrin tertemiz suları kırmızımsı renk aldı. Asitlik derecesi açısından da üzüm sirkesi ya da derişik limon suyuna benzediği için nehirde balık avlamak, Sicilya’nın Ölüm gölünde olduğu kadar uygun olur.
Sicilya’nın Ölüm gölü suyunun nitelikleri açısından dünyanın en tehlikeli göllerinden biri sayılır. Çünkü suyunun kimyasal bileşimindeki sulfurik asit oranı çok yüksek. Asit, gölün dibindeki iki yeraltı kaynaktan geliyor. Göl,ülkenin görülmeye değer yerlerinden biri sayılıyor. Sicilya mafyasının eylemlerine dair söylentiler de buralara turistleri çekiyor. Bu söylentilere göre, mafya kurbanlarının cesetlerini göle atmakla cinayetlerinin ip uçlarını suda saklıyordu.
Bu söylentilerin doğru olup olmadığını söylemek zor. Ama şurası bir gerçektir ki, göl suyu içindeki derişik asit her şeyi aşındırıyor. Bunun için o yerlerde hayvanlar,kuşlar gölde de balık yok.
Cezayir’in Sidi-bel-Abbes kentine yakın olan Mürekkep gölünde de canlılar yok.Bu göl dünyanın en şaşılacak göllerinden biri. Çünkü suyu gerek Ortadoğuda gerekse Avrupa’da satılan bir çeşit mürekkeptir. Göle ilişkin değişik efsaneler ve rivayetler yüz yıllar boyunca yaşamıştı. Annesiyle babası tarafından birbirinden ayrılmış ikizler masalı bunlardan biri. Masala göre, biri annesi diğeri de babasıyla kalmış kardeşler birbirini çok özledikleri için tanrı haline acımış ve kardeşleri, mektuplaşabilmeleri için okuma yazmayı öğretmiş. Mektupaşmanın hiç kesilmemesi için yakın bir yerde olan gölü mürekkeple doldurdu. Bilimciler göldeki mürekkebin oluşum sırrını uzun zaman içinde açamıyordu. Eninde sonunda öğrenildiği gibi, durum göle dökülen nehinler sularının kimyasal bileşimine bağlı. Nehirlerden birinin su icindeki demir oranı hayret verici derecede yüksek. Diğerinin suyu da organik bileşikleri kapsıyor. Bileşimi de çok iyi bir mürekkeptir.
Bakışlarıyla herkesin taş kesilmesini sağlayan Medusa Gorgona Afrika’daki Natron gölünü,herhalde, takdir ederdi. Kenya ile Tanzanya arasındaki sınırda bulunan Natron gölü taş gölü olarak tanınır. En derin bir yeri 3 metre kadar olan gölun suyu içindeki alkali oranı yüzde 9,5 ila ll-i buluyor, ortalama ısı derecesi 60 santiğrat.. Göle düşen her şey böyle ortamda taş haline geliyor. Hayvanlar göle yaklaşmadan yanından geçmeye çalışıyor. Göle girmiş olanları korkunç bir ölüm bekliyor. Cesetleri, minerallerle kaplanarak taş gibi sertleşiyor. Ama kaydetmek gerek ki, alkaliden etkilenmeyen “tilapia” balığı bin yıllar boyunca Natron gölünde yaşıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder