6 Mayıs 2014 Salı

Sahi Kaçımız Düşünüyoruz

Deniz gezmiş / ekşi sözlük'ten bir yazar...

Kaçımız eleştiri kabul ediyor, kaçımız özeleştiri yapıyor,kaçımız başımız iki avucumuzun arasına alıp düşünüyoruz.Sahi Kaçımız Düşünüyoruz.

Kimse bana özeleştiriden bahsetmesin bunun üzerine !!


"Çok fazla tanımam etmem, derin bir bilgim de yok hakkında. valla bak, ironi falan ayaklarına yatmıyorum yani, öküz gibi yaşayıp giden bir adamım ben; "iş, meyhane, tuvalet, ev" şeklinde. beş birayı içir bana o gece şahsi devrimimi yaparım, o kadar ama. çok da bilmem ülkenin yakın tarihini, asla cehaletimle de övünüyorum sanılmasın. ha, okuduk gençken hakkında bir şeyler ama derinlikli düşünemem ben, facebook devrimcisiyim işte. yarın che ölsün, onun da arkasından yazarım güzel bir şeyler. "marksizmi, leninizmi benimsemeyeydi iyiydi", ya da "bugün yaşasa reklamcı olurdu" gibi derin bir yorum yapamam mesela deniz gezmiş hakkında. yapsam ellerim kurur, kurudu da. herkes okuyor ama bazıları çözebiliyor demek sadece, ilginç. e, kur'an ı da 1,5 milyar insan okuyor ama bir tek bizim ömer çelakıl'da var şifreler, bunun gibi bir şey bu. ben ideolojiye falan aldırmam pek, ama cesaretten çok etkilenirim. kendisinde olmayan şeyler çeker insanı, bu böyle. cesaret ne biliyor musunuz? insanın, kendi canına zarar verecek bin kişinin karşısına çıkması değil bence, cesaret; yoldan geçen adamın canına zarar verebilecek bin kişinin karşısına çıkabilmekte. köşeye sıkışınca hepimiz kaplanız, ama o köşeye sıkışan biz olmadıça sikimizde olmuyor, biliyoruz.

belki on yıl önce, bir kış gecesi, ayaz ve rüzgar izmir'in anasını sikerken, ben sarhoş kafayla, konak'tan karşıyaka'ya geçerken vapurla, bir kadın atladı denize, ölmek için. vapur durdu, insanlar dışarı doluştu, herkes simsiyah denizi ve boğulmak üzere olan kadını izliyor. orda yüz küsür insanın arasında sadece bir tane genç sakince kazağını, ayakkabısını çıkarıp daldı suya, bakkala ekmek almaya gider gibi, tuttu ve çıkardı kadını vapura. deniz gezmiş olmak böyle bir şey bence, vapurda onu seyreden yüz küsür kişiden biri olmaksa tanıdık bir ruh hali zaten.

adam son mektubunda babasına "oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir" diyor, düşünüyorum da yarın asılacak olsam babama en fazla "oğlun hayat karşısında bile aciz ve çaresiz kaldı" yazabilirim sanırım. bırak adam gibi ölmeyi, yaşamaya dahi cesaretimiz yok bizim."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder