Space programı bu hafta Big Bang teorisini çözmeye yardımcı olacak en büyük adımın izlerini takip ediyor. Darmstadt Uzat Araştırma Merkezi’nde yapılan deneyler sonucu elde edilen ‘yerçekimi dalgaları’, bize Big Bang olarak bilinen büyük patlamanın sırlarını veriyor.
Bunun yanısıra Comet Hunters programında kuyrukluyıldıza yaklaşan ekip, şu anda manevra yapıp, yörüngeye girmek üzere. Bu konu ile ilgili ayrıntıları da Space programında bulabilirsiniz.
Gökbilimciler Balık
Takımyıldızı’nın çok uzağında Samanyolu Galaksi’si dışında yeni bir gezegen
keşfettiler. Gezegen kendi güneşi etrafındaki döngüsünü 80 bin dünya yılında
tamamlıyor.
Venus Express komşu gezegenin
atmosferine girmeye hazırlanıyor. Avrupa uzay gemisinin randımanlı bir şekilde
devam ettirdiği deneyler yaklaşık 8 yıl aradan sonra Venus gezegeni
yörüngesinde son bulacak.
Yeni bir şok dalgası gök bilimi
temellerini sarstı. Son günlerde Güney Kutbu’nda yapılan ‘Kozmik Dış Galaksi
Kutuplaşması Görüntüsü BICEP 2’ ile, var olan ilk yerçekimi
dalgaları izlerine ulaşıldı.
Bu dalgalar, evrenin
genişlemesi teorisini de bir bakıma doğrulamış oldu.
Big Bang, yani evrenin başlangıcı olayını araştıranlar için bu iyi bir
haber.
Paul McNamara, LISA Projesi, Bilim Adamı: ‘‘BICEP 2 deneyi ile evrende oluşan ilk
yerçekimi dalgalarına ulaşıldı. Bu benim açımdan bilimin açıklayamadığı en
büyük soruydu. Evrenin genişlemesi doğru mu? Eğer doğruysa yerçekimi dalgaları
da var demektir. Yani cevabı ‘evet’ demek oluyor.’‘
Einstein yerçekimi dalgalarının
var olabileceğini tahmin etmişti.
Güney Kutbu’nda bulunan izlerle
bu teori doğrulanmış oldu.
Bu haber, Avrupa Uzay Ajansı
Planck uydusunun sonbahardaki kutuplaşma verilerinden aylar önce geldi. BICEP 2 ve Planck projeleri, kozmik
mikrodalga arkaplanı olarak bilinen Big Bang olayını araştırıyordu.
Jan Tauber, Planck Projesi Bilim Adamı: ‘‘BICEP 2’nin açıklanması sadece Planck
takımını değil, hepimizi çok şaşırttı. Çünkü buldukları çok güçlü bir
sinyaldi.’‘
Şu an şu soru üzerinde
duruluyor: Yerçekimi dalgaları sinyalleri gerçekten de evrenin oluştuğu ilk
anlardaki tepkimeden mi geldi yoksa başka bir yerden mi?
Bazı bilim adamları BICEP 2’nin galaktik toz parçacıklarının
etkisi ile yanlış bilgi verebileceğini söylüyor.
Jan Tauber, Planck Projesi
Bilim Adamı: ‘‘Elbette bütün deneyler ilk olmak ister ve bu mantıkla biraz
hayal kırıklığı yaşadık diyebiliriz. Çünkü BICEP 2’nin bulduğu veriler doğru çıkarsa o
zaman bu bilgileri tekrar ölçüp biçmeli ve bu yeni keşiften emin olmalıyız.
‘Eğer’ diyorum çünkü BICEP bulgularında hala cevap vermemiz
gereken çok büyük soru işaretleri var.’‘
Gökbilimi dünyasındaki
heyecanın sebebi yerçekimi dalgalarının evren hakkında bize birçok bilgi
vermesidir.
Pisa şehrindeki Avrupa
Yerçekimi Gözlemevi’nde bulunan VIRGO adlı girişim ölçer ile bilim adamları
bu dalgaları saptamaya çelışıyor.
Federico Ferrini, Avrupa
Yerçekimi Gözlemevi Başkanı: ‘‘Şu anda 3 kilometre uzunluğundaki tünelin
yanındayız. Burada birbirine dik gelen 2 tane tünel var. Bunların içerisinden
merkez binadan gönderilen ışık hüzmeleri kulenin sonuna kadar geliyor ve
buradan geri yansıyarak tekrar merkez binaya dönüyor. Bu büyük altyapı,
yerçekimi dalgalarını bulmak amacı ile yapıldı.’‘
Yerçekimi dalgaları teoride
Dünya’nın içinden geçip tünelleri gerdiriyor ve ışık hüzmelerinin aynalar
arasındaki gidiş geliş süresini değiştiriyor. Bu tespit edilebiliyor.
Evrendeki yerçekimi dalgalarını
incelemek bize devasa veriler verebilir. Kara delik çarpışmaları gibi yıkıcı
durumlar tarafından üretilen bu dalgalar elektromanyetik radyasyon dalgalarının
içeriğinden tamamiyle farklıdır. Bu durum evrenin görselliğine ses katmaya
benziyor.
Jean-Yves Vinet, VIRGO Projesi Sözcüsü: ‘‘Küçük yıldızların
birleşim frekansları, ana ses dalgaları içine düşer. Yani bunları duyabiliriz.
Bu sinyalleri belirleyip kaydettiğimiz zaman, dinleyebiliriz de.’‘
Bu simulasyon yerçekimi
dalgalarının ses frekanlarına çevrildiğinde nasıl işitildiğini gösteriyor.
Bu titreşimi elde edebilmek
için gözlem evindeki aynaların mükemmel bir şekilde sabitlenmesi gerekir.
Dünyanın hareketini baz aldığımızda bunu yapmak biraz zor.
Jean-Yves Vinet, VIRGO Projesi Sözcüsü: ‘‘Biz Dünya’daki
değil uzaydaki titreşimleri saptamaya çalışıyoruz. Bu sebeple girişim ölçer
yani interferometer aletini yeryüzünden ayırmaya çalışıyoruz.’‘
Federico Ferrini, Avrupa
Yerçekimi Gözlemevi Başkanı: ‘‘Termal dalgalar ve depremlerin oluşturduğu
seslerle uğraşıyoruz. Bunların yanısıra kamyon ve trenlerin yaptığı sesler de
var. Kısaca uğraşımız bu yönde.’‘
Yerçekimi dalgalarını
belirlemek için deneyleri atmosfer dışında yapmakla, Dünya’daki ses ve
sarsıntılardan kurtulabilinir.
Avrupa Uzay Ajansı’nın LISA projesi 20 yıl içinde kullanılan bu
aynaların arasındaki mesafeyi artıracak. Böylece ölçümler daha hassas hale
gelecek.
Daha önceden sıralanan lazer ışınına
bağlı bu üçlü uydu takımı, yerçekimi gücünü dengelemek için Dünya’yı belirlenen
bir uzaklıktan takip eder.
Yol gösterici bu görevin amacı
konsepti gelecek sene ispatlamak olacak. Tam kapasite çalışacak olan LISA 2034 yılında bitecek. Böylelikle kosmik
senfoniler dinleyebilecek, nötron yıldızlarının nabız sesleri ile Big Bang’in
ilk tınılarını duyabileceğiz.
Jean-Yves Vinet, VIRGO Projesi Sözcüsü: ‘‘İnsanlar yeni
icatlarını gökyüzünde denedi ve öğrendikleri şeylerin bu işe başlaması gereken
bilgiler olmadığını gördüler. Ancak bu bilgiler bilime yön verdi. Bilim
önemlidir. Çünkü evrenin nasıl çalıştığını anlamamıza yardım eder.’‘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder